Mısır ekonomisi önemli zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Özellikle 7 Ekim’de başlayan Gazze’deki savaş sonrası, turizm gelirleri ve Süveyş Kanalı geçiş gelirleri gibi geleneksel döviz kaynakları sekteye uğradı. Diğer taraftan Mısır’a gelen dış yardımlarda da ciddi bir azalış söz konusuydu. Son yıllarda üst üste yaşanan devalüasyonlar enflasyonu artırdı ve halkın alım gücü iyice düştü. Bununla birlikte, uluslararası kuruluşlarla yapılan anlaşmalar ve dış yardımlar Mısır'ın ekonomik krizle mücadelesini kolaylaştırabilir. Bu bağlamda, Mısır’ın son aylarda farklı kanallardan 57 milyar dolarlık dış kaynak çekmeyi başarmış olması ülkeye bir nebze nefes aldırdı. Ne var ki, yapısal reformlar yapılmadığı takdirde ülkedeki bu bahar havasının ne kadar devam edeceği belli değil.
Mısır Ekonomisinden Manzaralar
Mısır’ın döviz gelirleri ağırlıklı olarak enerji ihracatı, turizm, Süveyş Kanalı'nı kullanan ticari gemilerden alınan geçiş ücretleri ve yurt dışında yaşayan Mısırlılar tarafından gönderilen paralara dayanıyor. Ülkenin yerli endüstrisi yetersiz yatırım nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Özel şirketler, ülke ekonomisinin iplerini elinde tutan Mısır ordusu bağlantılı kuruluşların haksız rekabetinden şikayet ediyor. Bunun olumsuz etkisiyle, petrol ve gaz endüstrisi dışındaki doğrudan yabancı yatırımlar seyrekleşiyor. Mısır maliyesi uluslararası fonlar tarafından kısa süreliğine ülkeye sokulan "sıcak para" akışlarına karşı daha bağımlı hale geliyor.
Mısır sterlininde 2022'de başlayan keskin bir devalüasyon, ülkedeki enflasyonu ağırlaştırdı. Birçok hane halkının temel ihtiyaçları karşılamak için devlet sübvansiyonlarına bağımlı olduğu, son yıllarda finansal göstergelerin alarm verdiği Mısır’da ekonomik istikrar gittikçe kayboldu. Sermaye kaçışı ve döviz kıtlığı 2023'te dolar arzını kritik derecede düşük seviyelere getirdi. Mısır sterlini karaborsada resmi oranının iki katı oranında el değiştirmeye başlarken işletmeler ve ithalatçılar için maliyetler inanılmaz derecede arttı. Yemen'deki Husi militanlarının Kızıldeniz'deki deniz taşımacılığına yönelik saldırıları, Süveyş Kanalı'nın gelirlerini düşürdü. Yurtdışındaki Mısırlılar başka bir devalüasyon beklentisiyle transferleri ertelediği için işçi dövizleri azaldı.
2023'ün sonlarına doğru, devlet gelirinin neredeyse yarısı borç faizine harcanıyordu. Pandemi ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından küresel faiz oranlarındaki sıçrama, yatırımcıların Mısır'dan yaklaşık 20 milyar dolar çekmesine yol açtı ve birçok kişinin uzun süredir devam ettiğini düşündüğü ekonomik krizi hızlandırdı. Bu yaşananlar üzerine Mısır Merkez bankası, sermaye kaçışını tersine çevirmeye yardımcı olmak ve ekonomik krizi hafifletmek için 6 puanlık bir faiz oranı artışı yaparak Mısır sterlinini devalüe etmeyi kabul etti. Merkez Bankası, aynı zamanda para biriminin dalgalanmasına izin vereceğini açıkladı. Bunun üzerine Mısır sterlini dolar karşısında tek bir günde neredeyse %40'lık bir düşüş kaydetti.
Mısır’a son dönemde gelen uluslararası yatırımlar ve yardımlar
Mart ayında Mısır-IMF arasında imzalanan 8 milyar dolarlık anlaşmaya giden yol aslında BAE-Mısır arasında gerçekleşen büyük çaplı bir ekonomik yardım anlaşmasıyla döşenmiş oldu. 23 Şubat 2024 tarihinde Mısır Başbakanı Mustafa Madbouly’nin başkanlığında, BAE ile Mısır heyetleri arasında, Mısır’ın Akdeniz kıyısında bulunan Ras al-Hikma'da yaklaşık 171 milyon metrekarelik devasa bir alanı kapsayan tatil beldesinin geliştirilmesini içeren 35 milyar dolarlık bir anlaşmaya varıldı. BAE, öncelikle Mısır Merkez Bankası'ndaki mevcut mevduatından Kahire'ye 11 milyar dolar ödemeyi kabul etti. Kahire Hükümeti, bu mevduatın 5 milyar dolarının Ras al-Hikma anlaşması kapsamında Kahire'ye aktarılacağını, 6 milyar doların ise "Mısır'ın ekonomik büyümesini ve kalkınmasını desteklemek için Mısır genelinde önemli projelere yatırım yapmak" için kullanılacağını açıkladı. Bu sıcak parayla birlikte, Mısır'ın borç krizinin de bir nebze olsun hafiflemesi bekleniyor.
Mısır ile IMF arasındaki 3 milyar dolarlık önceki program üzerinde, Aralık 2022'de, tarafların COVID-19 salgını ve Ukrayna savaşının buğday maliyetini önemli ölçüde artırmasının ardından mutabakata varılmıştı. 2022 programının bir parçası olarak Kahire, para birimini dalgalı kura geçirmeyi, harcamaları kısmayı ve devlete ait şirketlerin bir kısmını satarak bir özelleştirme programı uygulamayı kabul etmişti. Bu Mart ayındaki yeni anlaşma ile Mısır Arjantin'in ardından IMF'den en yüksek miktarda borç alan ikinci ülke haline gelmiş oldu.
Önceki finansal desteğin serbest bırakılması için, özelleştirme planı çerçevesinde IMF, Mısır'a aralarında askeriyenin kontrolündeki bazı işletmelerin de bulunduğu 35 adet devlet mülkiyetindeki şirketi satarak kendi özelleştirme planını uygulama çağrısında bulunmuştu. Aralık ayında Başbakan Madbuly, hükümetin endüstriyel firmalar, oteller ve yenilenebilir enerji girişimleri de dahil olmak üzere on dört şirketin toplam veya kısmi satışından 5,6 milyar dolar elde ettiğini duyurmuştu.
AB- Mısır İlişkileri ve Ekonomik Yardım Paketi
Avrupa Birliği (AB), Mısır kalkınma gündemi kapsamında ortaklaşa tanımlanmış öncelikler ve reform hedeflerine dayalı olarak uzun vadeli makroekonomik istikrarı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi güvence altına almak için Mısır'ın 2030 Kalkınma Gündemini destekleyeceğini taahhüt ediyor. Bu kapsamda, AB geçtiğimiz Mart ayı içerisinde Mısır ile 7,4 milyar Avroluk yardım paketini içeren yeni bir stratejik ortaklık anlaşmasını duyurdu.
Anlaşma, Mısır'ın Gazze'deki savaş nedeniyle artan ekonomik ve güvenlik baskılarıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde istikrarını ve göç karşıtı çabalarını güçlendirmeye yönelik bir girişim olarak ön plana çıkıyor. Ancak AB, gerekli koşullar sağlanmadığı sürece finansmanın başarısız bir ekonomik modele dönüşme riskiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyor. Bu sebeple, söz konusu ortaklık, Mısır ve AB arasındaki göç yönetimi konusunda ortak sorumluluk ve yük paylaşımını içerisinde barındırıyor. Örneğin, Mısır'dan Avrupa'ya doğrudan göç göz ardı edilebilir düzeyde ancak Akdeniz'i geçmek için Libya üzerinden seyahat eden Mısırlıların sayısında artış trendi var; 2023'te 13.639 Mısırlı Avrupa'ya düzensiz bir şekilde ulaştı. AB-Mısır ortaklık anlaşması, Mısır'ın mevcut çabalarını takdir etmek ve kötüleşen ekonominin neden olduğu göç artışını önlemek için tasarlandı. AB finansmanı Mısır ekonomisinin istikrara kavuşmasına yardımcı olmayı öngörüyor.
Mısır Ekonomisinin Yapısal Problemleri ve Sonuç
Eylül 2023 itibarıyla ülkenin dış borcunun GSYH'ye oranı yüzde 42'nin üzerindeyken, kısa vadeli borç 40 milyar dolara yaklaştı. Dış rezervlerdeki para 35 milyar dolardı. Aynı zamanda ülke gelirleri de İsrail-Hamas çatışması sebebiyle oldukça azaldı. Yemen'deki Husi militanlarının ticari gemilere yönelik devam eden saldırıları nedeniyle ülkenin ekonomik can damarı sayılan turizm sektörü de sekteye uğradı. Yine bununla ilişkili olarak, Süveyş Kanalı geçişlerinden elde edilen döviz geliri Ocak 2023'te 700 milyon dolar iken 2024 Ocak itibariyle yarı yarıya değer kaybederek 350 milyon dolara geriledi.
Cumhurbaşkanı Sisi yönetiminde Mısır, kamu harcamalarını artırarak yeni bir idari başkent inşası, ordu ve devletle bağlantılı firmalar aracılığıyla yönetilen Süveyş kanalının genişletilmesi de dahil olmak üzere bir dizi mega projeye odaklandı. Ordunun ekonomideki gücü, özel sektörün devlet şirketleriyle rekabet edememesi, adaletsiz vergilendirme sistemi gibi bir takım olumsuzluklar ekonomik şeffaflık ve denetlenebilirlik açısından sorun teşkil ediyor.
Mısır hükümetinin IMF’ye verdiği yapısal reformları gerçekleştirme taahhütlerine rağmen, ordunun ekonomideki etkinliği bu sözlerin gerçekleştirilme ihtimali üzerindeki soru işaretlerini artırıyor. Stratejik konumu ve göçü kontrol etmedeki rolü nedeniyle Körfez ülkeleri, AB ve IMF'nin Mısır'a finansman sağlamaya devam etmesi cazip olmakla birlikte, ciddi reformlar yapılmadığı takdirde ülkenin ekonomik buhran sarmalından kurtulması zor görünüyor.