HDP Kocaeli Milletvekili ve insan hakları savunucusu Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkındaki hapis cezasının Yargıtay tarafından onanması karşısında şoke olduk. Sözkonusu karar, ‘terör örgütü propagandası yapma’ suçu sebebiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmesini hukuka uygun bulmuştur. Bu hükmün Sayın Gergerlioğlu’nun ifade özgürlüğüne keyfi bir müdahale oluşturduğu ve adil yargılanma ilkeleri ile yasama dokunulmazlıklarını ihlal ettiği açıktır.

We are appalled to hear the recent news concerning the judgment of the Turkish Court of Cassation upholding the prison sentence against Member of Parliament (HDP) and human rights defender Mr. Ömer Faruk Gergerlioğlu. The ruling concerns an imposition of 30 months imprisonment sentence on account of “disseminating terrorist propaganda”. It is obvious that this judgment constitutes yet another arbitrary interference with his right to freedom of expression and a breach of fair trial principles and parliamentary immunities.

L’Institut de diplomatie et d'économie (instituDE) condamne fermement l’attentat terroriste de Nice. Nos pensées et nos prières sont adressées aux victimes et à leurs proches. Cette attaque violente ne peut avoir d’excuse et doit être condamnée sans équivoque.

Institute for Diplomacy and Economy (instituDE) strongly condemns the terrorist attack in Nice. Our thoughts and prayers are with the victims and their loved ones. This violent attack can have no excuse and must be condemned unequivocally.

Upon the news that appeared in the press concerning the torture suffered by our former colleagues under detention on 26 May last year, the Ankara Bar Association issued a report through interviewing the victims and documented that at least 5 former Turkish diplomats were tortured by the police. Likewise, Ömer Faruk Gergerlioğlu, human rights defender and MP of the Peoples’ Democratic Party (HDP), stated in his press statements and interviews that “the detained former diplomats were severely beaten, tortured and threatened with rape with batons whilst under police custody”.

Geçtiğimiz yıl 26 Mayıs tarihinde gözaltındaki eski meslektaşlarımızın işkenceye maruz kaldıklarının basına yansıması üzerine, Ankara Barosu mağdurlarla görüşerek bir rapor hazırlamış ve Dışişleri Bakanlığı eski mensubu en az beş diplomata polis tarafından işkence yapıldığını belgelemişti. Ne yazık ki, somut bulguların varlığına rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın eski meslektaşlarımıza yönelik işkence hadisesine dair 6 Ağustos 2020 tarihinde ‘Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı’ vermesi bu endişemizi haklı çıkarmıştır.