"Hemen klasik sınavları teste çevirmişler" diyenler aslında kimleri itham etmektedir? (in Turkish)

June 10, 2019
"Hemen klasik sınavları teste çevirmişler" diyenler aslında kimleri itham etmektedir? (in Turkish)

Dışişleri Bakanlığı'ndan ihraç edilen diplomatlarla (meslek memurları ile konsolosluk ve ihtisas memurları) ilgili karalama kampanyalarında sıkça dillendirilen konulardan biri de Bakanlığın personel alım sınavlarının değiştirilmesi olageldi hep. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da bu konuyu sık sık gündeme getirdiği anlaşılıyor.

Meslek Memurluğu giriş sınavının aşamalarını bizzat kendi tecrübemden örnek vermek suretiyle "Dışişleri Sınavını Nasıl Kazandım?" başlıklı yazımda anlatmıştım. Ayrıca, Sayın Çavuşoğlu'nun ihraç edilen diplomatlarla ilgili iddialarında kendisiyle bile çelişkiye düştüğünü önceki yazımda ortaya koymuştum.

Bu yazıda ise, Sayın Bakan'ın "hemen klasik sınavları teste çevirmişler" suçlamasını irdelemeyi düşünüyorum.

Başlıktaki soruyu yanıtlamaya geçmeden önce bir hususun altını çizmek istiyorum. "Hemen klasik sınavları teste çevirmişler" ifadesinden sanki Dışişleri sınavındaki yazılı aşama tamamen kaldırılarak yerine test sınavı getirilmiş gibi bir anlam çıkıyor.

Halbuki, yapılan değişiklik, yazılı sınav öncesinde çoktan seçmeli test ilave edilmesinden ibarettir. Sınavın diğer aşamaları, yazılı dahil, eskiden olduğu şekliyle düzenlenmeye devam etmiştir.

Bu testin daha nitelikli personel seçimine katkısı olup olmadığı tartışılabilir. Ancak, yazılı sınav yerine test getirildi dersek gerçek saptırılmış olur.

Gelelim başlıktaki sorumuza. "Hemen klasik sınavları teste çevirmişler" diyenler aslında kimleri itham etmektedir?

Bu konuda basına yansıyan haberlere bakıldığında, 2010-2013 yılları arasında o dönemki adıyla Dışişleri Bakanlığı İnsan Kaynakları Dairesi'nin Başkanlığını yapmış kişilerin isimlerinin ön plana çıkarıldığı görülmekte.

Ne var ki, personel alım sınavlarında değişiklik yapılması gibi önemli bir düzenlemenin sadece insan kaynakları daire başkanının alacağı bir kararla yapılabilmesi mümkün değildir.

Dışişleri Bakanlığı gibi oldukça köklü ve katı bir hiyerarşik geleneğe sahip bir kurumda, en basit görülebilecek yazılar bile üst düzey yetkililerin onayına sunulurken, personel seçme sınavlarına dair önemli bir değişikliğin tepe yöneticilerinin bilgisi dışında yapılması imkansızdır. Yıllardır Dışişleri Bakanı görevinde bulunan bir kisinin de bu çalışma sistemini iyi biliyor olması gerekir.

Bunun yanısıra, mevzuat hazırlama usulü de birkaç kişinin boyle bir değişikliği yapmasına izin vermemektedir. Şöyle ki:

Kamu kurumlarına personel alımı konusu genellikle yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Bu yönetmelikler de ilgili kurumun teşkilat kanununa göre hazırlanıp yürürlüğe girmektedir. Dolayısıyla, giriş sınavında herhangi bir değişiklik yapılabilmesi için öncelikle yönetmeliğin değiştirilmesi gereklidir.

Tartışmaya konu yönetmelik değişikliği 21 Ağustos 2010 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Şimdi Resmi Gazete'de yayımlanmadan önce bir yönetmelik taslağının hangi aşamalardan geçtiğine bakalım.

Öncelikle ilgili Bakanlık'ta arz ve onay sürecini tamamlamış olmalıdır. Bu durumda, sözkonusu yönetmelik değişikliği taslağı Dışişleri Bakanlığı'nın ilgili dairesince hazırlandıktan sonra Müsteşar Yardımcısı, Müsteşar ve Bakan'ın onayını almış demektir. Bu yönüyle, eğer çoktan seçmeli test şartının yönetmeliğe ilave edilmesi bir suçlama konusu olacaksa, ilgili taslakta parafı olan herkesin sorumlu tutulması gerekmez mi? "Hemen klasik sınavı teste çevirmişler" diyenler aslında bu yetkililerin hepsini itham etmekte değiller midir?

Mesele bununla da sınırlı kalmıyor. Bu yönetmelik taslağının Dışişleri Bakanlığı'ndaki arz silsilesini tamamladıktan sonra Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiş olması gerekir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmeden önceki dönemde, anılan Genel Müdürlük, yönetmelik taslaklarını Anayasa'ya, kanunlara, genel hukuk kurallarına, kalkınma plan ve programarı ile hükümet programına uygunluğu açısından incelemek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak duruma getirmekle görevliydi.

Bu noktadan hareketle, tartışmaya konu yönetmelik değişikliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğine göre Başbakanlık'taki inceleme ve onay sürecini tamamlamış demektir. Başbakanlık'ta yıllarca görev yapmış biri olarak söyleyebilirim ki, Başbakanlık Uzmanı tarafından hazırlanan arz dosyası ilgili Daire Başkanı, varsa Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür, Müsteşar Yardımcısı, Müsteşar ve bazı durumlarda Başbakan'a sunulur ve onayı alınır. İlgili yönetmelik değişikliğinin yapıldığı 2010 yılında Başbakanlık makamında kimin oturduğu herkesin malumudur. Bu itibarla, "hemen klasik sınavı teste çevirmişler" diyenler, bilerek ya da farkında olmadan, aslında kendi Genel Müdürlerini, Müsteşarlarını, Bakanlarını ve hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı itham etmektedir.

Konuya daha da geriye taşımak gerekirse, sözkonusu yönetmelik değişikliğinin dayanağı olarak 7/7/2010 tarihli ve 6004 sayılı Dışişleri Teşkilat Kanunu gösterilmiştir. 2010 yılında yasa değişikliği yapılırken tasarının hangi siyasi parti tarafından TBMM'ye sunulduğu, ilgili komisyondan hangi siyasi parti milletvekillerinin oylarıyla geçtiği ve Genel Kurul'da hangi siyasi parti milletvekillerinin oylarıyla kabul edildiğini bilmek için müneccim olmaya gerek yoktur. Bu açıdan bakıldığında, "hemen klasik sınavı teste çevirmişler" diyenler, aslında kendi siyasi parti gruplarını itham etmektedirler.

You may also like

Erdoğan'ın Tunus'ta Unuttuğu Dostları

October 5, 2023
by Haşim Tekineş and Mehmet Çelik, published on 5 October 2023
Dışı İçi Bir'de bu hafta Haşim Tekineş ve Tunus'ta görev yapmış eski diplomat Mehmet Çelik Tunus'un demokratikleşme serüvenini, ülkenin otoriterleşmeye savrulmasını ve Tunus'ta yaşanan son gelişmeleri ele aldılar.
No items found.