Geçtiğimiz yıl 26 Mayıs tarihinde gözaltındaki eski meslektaşlarımızın işkenceye maruz kaldıklarının basına yansıması üzerine, Ankara Barosu mağdurlarla görüşerek bir rapor hazırlamış ve Dışişleri Bakanlığı eski mensubu en az beş diplomata polis tarafından işkence yapıldığını belgelemişti. Keza HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu “gözaltındaki eski diplomatların ağır bir şekilde darp edildiklerini, işkenceye uğradıklarını ve copla tecavüz edilmekle tehdit edildiklerini” yaptığı basın açıklamalarında ve verdiği röportajlarda kamuoyuna duyurmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bu hadise hakkında soruşturma açılmakla birlikte, tahkikatın sonucu hakkında uzunca bir süre bilgi alınamamış olması, bizleri olayın üstünün örtülmesinin istendiği endişesine sevk etmişti. Ne yazık ki, somut bulguların varlığına rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın eski meslektaşlarımıza yönelik işkence hadisesine dair 6 Ağustos 2020 tarihinde ‘Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı’ vermesi bu endişemizi haklı çıkarmıştır.
instituDE olarak daha önce yaptığımız basın açıklamalarında, bu acımasız ve çirkin hadisenin unutulmasına müsaade etmeyeceğimizi ifade etmiştik. Bu itibarla, anılan karara karşı ulusal ve uluslararası mercilere yapılabilecek başvuru süreçlerini izlemeye ve adaletin tecelli etmesi için çaba sarfetmeye kararlılıkla devam edeceğiz.
Türk mercilerinin işkence yasağını ihlal eden eylemlerinin ardından Türk yargısının kovuşturmama kararı vermiş olması, eski meslektaşımız olan mağdurlar bakımından adil yargılanma hakkının, özel hayata saygı hakkının ve ayrımcılık yasağının ihlal edilmekte olduğuna da işaret etmektedir.
Bu çerçevede, Türk mercilerine iç ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini bir kez daha hatırlatıyor, bu makamları her türlü işkence ve kötü muamelede bulunmaktan kaçınmaya, bunları önlemeye ve bunlara ilişkin etkili soruşturma yürütmeye davet ediyoruz.
Bunun yanısıra İşkenceye Karşı BM Komitesi ve Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi gibi uluslararası kurumlar ile uluslararası insan hakları örgütlerine yönelik Türkiye’deki işkence ve kötü muamele vakalarına karşı tetikte olma ve bunları yakından izleme çağrımızı yineliyoruz.